Şamil gitti Kafkasya bitti

       
  
Tepeköy'ü oluşturan sülalelerin tamamı bugün gürcistan sınırları içerisinde kalan Acara Özerk Bölgesi'ne bağlı Keda İlçesi'nin Sonyaris köyünden gelenler oluşturuyor.Bazı sülalelerin ise eski adı Kozlar, yeni adı YunusEmre ve merkeze bağlı yeykinlik köyünden geldikleri de biliniyor.
         Kafkasyada acı günlerin başlangıcı,Çarlık rusyasının sıcak denizlere inme kararıyla başladı.İşte bu tarihten itibaren Kafkasya,savaş,gözyaşı,katliam ve göçle tanıştı.Kafkasya'da Ruslarla ilk savaş 1595'de Tarki muharebesi ile başladı.Dağıstanın tarki kasabasinda Rusya,kendi tuccarlarını koruma bahanesi ile bolgeyi istilaya kalkınca kafkas ordusu tarafından ağır bir yenilgiye uğratilir.Rusya 18,yüzyılın başında tekrar Kafkasya'ya yonelir.19. yüzyılın ikinci yarısına kadar acımasızca bölgeye saldırır,katliamlar yapar.Sonra Şamil gibi bir kahraman cıkar tam 35 yıl set çeker bölgedeki İstila planlarına.Ne varki binlere karşı yüzbinler,kılıçlara karşı toplar vardır karşısında.6Eylül 1859 yılında büyük kafkas komutanı yanındaki 40 kişiyle teslim olması sonucu acılar sararKafkasya'yı.

         5 yıl daha direnir kafkas halkı ama ne çare.1877 yılında bu kez yüzünü Osmanlı'ya döner Rusya.Hem Balkanlardan hemde Kafkasya'dan iki cepheden saldırır.93 harbi diye bilinen bu savaşta Ardahan,oltu,Kars elden cıkar.Balkanlardan da edirneye kadar gelirler.Hatta İstanbul Yeşilköy'e kadar inerler.Önce Ayestefanos sonra Berlin Antlaşması imzalanır.Ruslar tam 43 yıl boyunca Çoruh Vadisinde bir çok yerleşim merkezini(artvin dahil)işgal eder.

                              129 yıl önce Batum'dan göç ettiler

İşte Tepeköy'u kuran 9 sülalenin göç kaderide bu dönemde başlar,O dönemde "Kaça kaç","Vayna" denilen göçlerle Batum ve Artvin'in bazı bölgeleri adeta boşalır.Tüten ocaklar söner,yerler virane olur,yollar patikalara döner.8 şubat 1879'da İstanbulda imzalanan Kat'i muahede ile Osmanlı Devleti,Rusya'ya savaş tazminatı olarak tam 802.500 frank tazminat ödemeye mahkum edilir.Bu antlaşmanın 7. maddesi Rusyaya bırakılan yerlerde halka istedikleri takdirde göç etme imkanı tanınıyordu.Göç etmeyenler Rus tabeası sayılacaktı Artvinin iç kesimleri karayolu Batum'kiler ise aylarca limanda vapur bekleme pahasına göç ederler anadolu topraklarına.
                işte Tepeköy'ü kuran Suleyman Bayraktar ve Numan Bayraktar önderliğinde cedeloğlu,Osman Ağa temsilciliğinde Hocyoğlebi,Osman ağa liderliğinde Çakoğlebi,mehmet Ağa önderliğindeTopaloğlebi,Kara Salih önderliğinde Kamburoğlebi,Dursun ağa önderliğinde Mehmetoğlebi,Hodyoğlebive Şaviahmedeşvelebi gibi sulaleler birlikte hareket ederler.Bugün dünyanın en guzel şehirlerindenbiri olan Batum'a bağlı Keda ilçesinin en güzel köylerinden biri olan Sonyaris'den kalkıp limana inerler.Çünkü Ruslar ağır vergiler koymuş,müslümanlar ağır işkencelerden geçirilmeye başlanmış akılalmazzulumler uygulanmaya başlanmaştı.Tepeköy'ü oluşturan 9 sülalenin liderleri karar vermişlerdi;"Asla ve asla dinlerinden vazgecmeyeceklerdi."Halkın göz önünde toplum liderlerinin dut ağaclarına bağlayıp,burgularla beyinlerini delerek işkence ediyorlardı,Bugün bile işkence ile öldürülen yakınlarının hikayelerini anlatır köylülerin yaşlıları.Dünyada dini için göç eden,bunun da onurunu yaşamaya kararlıdır Acara'lılar.Yukarı ve aşağı Acara'da toplam 1milyon insan göçtü bu yıllarda.Gemiler yıllarca insan taşıdı TrabzonGiresun,Ordu,Samsun,İstanbul,Bandırma limanlarına.Osmanlı en zor döneminde, her türlü imkansızlığa ağır savaş yenilgilerine rağmen kucakladı Kafkas insanını.Vefa buya...Sadakat en büyük erdemdi Kaskas insanı için.Hem dinine hemde devletine asla sırtını dönmezdi çünkü.Tepeköy'lüler 1950'li yıllardan sonra bu kez kara yoluyla başka illere göç ettiler sonraları.Giresun dışında Sakarya,Düzce ve İnegöl de,son yıllarda da İstanbul'da yerleşenleri çoğalmış durumda.Mahmutbey Semtinde şu an 100 hanenin üzerinde Tepeköylü yaşamakta.

                               Evden önce Medrese yaptılar

Tepeköy'lülerin ilk yerleştirildikleri yer Bulancak-Pazarsuyu Bölgesi idi.Fakat sıtmanın insanları kırıp gecirdiği bu dönemde sülalelerin temsilcileri Osmanlı Zabitine gidip "Burada sivrisinekler bizi yiyip bitiriyor.Biz geldiğimiz yerler gibi yüksek,yeşillik,soğuk suları olan bir bölgeye taşınmak istiyoruz" diye istekde bulunurlar.Zabit-Hayır-desede bir kış günü Osmanlı Devletinin Kendilerine Verdiği Kıl çadırlar Toplanır ve Bozat ayrımına gelinir sonra da Akçay Köyüne tırmanırlar.Akçayı geçip,biraz düzlük gördükleri alana karar verilir tepeköy'ün kurulması için.Kısmet buya herkış aynı aydada 3metre kar olan bölgede o gün kar olmaz üstelik hava günlük güneşliktir.Tepeköylüler kendi evlerinin inşaatına başlamadan önce toplu halde köyün ilk once o zamanki tek eğitim kurumu medreseyi kurarlar.Sonra toplu halde Acara Horon'u oynarlarki çevre köylerden duyulur topuk sesleri.Atılan naralar Tepeköy'ün 1875'li yıllarda kurulduğu tahmin ediliyor.
                          Geçmişi unutturmamaya Kararlılar
                Tepeköylüler,geleneklerine bağlı insanlar.Vatan bayrak konusunda da çok duyarlı,özellikle birlik,beraberlik konusundada hiç taviz vermemeye kararlılar.Zaten en çok övündükleri Çanakkale Savaşına giden 97 gencinden 5'i ancak geri dönmüş.Kurtuluş Savaşında,Afyonda Topal Osman'ın yanında savaşarak şehit olanların isimlerini tespit çalışmalarıda sürmekte.Türkiye'nin en çok şehit veren Köylerinden biri olması onların en büyük gurur kaynakları.Şimdi bu şehitlerini anma noktasında büyük anma günlerinin hazırlığını yapıyorlar.Geleneksel,birlik ve beraberliğin canlı ve diri tutulması noktasında bir çok etkinliğe imza atmak için kolları sıvadılar İstanbula bir tepeköy derneği kurdular,Ayrıca köyün birde sitesini actılar(bu site;) Tepeköy'ün en çok övündüğü isimlerden biri de Nuri Genç hocadır.Onun için "o bizim gururumuz" diye de saygıda kusur etmiyorlar.Özellikle son yıllarda toplumun ceşitli kesimlerinde sorumluluklar almış eğitim görevlisinden,mühendislerine,gazetecisi bir çok insanı var Tepeköy'ün.Onların hepsinin kalbi şimdi köylerine birşeyler yapma heyacanı ile çarpıyor.